Uyuşturucu Madde Kullanmak Suçtur
Kıymetli okuyucularım, bu haftaki yazımda çağımızın en büyük sorunlarından biri olan uyuşturucu madde kullanımı konusuna değineceğim.
Uyuşturucu kısaca kullanıldığında kişiyi gereği gibi düşünmekten ya da davranmaktan alıkoyan ve istenmeyen sonuçlara yol açan bağımlılık yapan bir madde türüdür. Uyuşturucu kullanan kitlenin çoğunluğunu genç kesim oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalara göre uyuşturucu madde kullanmanın sebeplerinin başında aile içi sorunlar ve yakın arkadaş çevresinin kötü olması gelmektedir. Yine özellikle bu işi meslek edinmiş insanların gençleri para kazanmak vaadiyle rahatlıkla kandırması da sayılabilir. Ne yazık ki gençler bir şekilde bu zehre bulaşmaktadır. Bunun sonucunda da aileler bölünmekte ve geleceğimiz olan gençler yok olmaktadır. Her kesimden hepimize bu konuda ciddi görevler düşmektedir.
Toplum tarafından uyuşturucu madde kullanmanın suç olmadığı yönünde yanlış bir algı oluşmuştur. Maalesef seminer verdiğim okulların çoğunda bu algının devam ettiğini gördüm. Toplumda oluşan bu algının tam tersine uyuşturucu madde kullanmak suçtur hatta uyuşturucu madde kullanmak için bulundurmak da suç oluşturmaktadır. Yazımda konuyu daha çok cezai boyutuyla değerlendireceğim.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191.maddesi kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almayı, uyuşturucu maddeyi kabul etmeyi, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmayı ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmayı suç saymıştır. Yani sadece kullanmak değil aynı zamanda bu maddeyi kullanmak amacıyla satın almak, kabul etmek ve bulundurmak da suç teşkil etmektedir. Bu suçu işleyenler 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yine kanunda yapılan değişikliklerle suçun cezası bazı durumlarda yarı oranında artırılmıştır. Yani uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak fiillerinin okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. Bu durumda suçun cezası 3 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezasıdır.
Bununla birlikte hakkında bu suçtan dolayı ilk kez soruşturma başlatılanlar hakkında beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi karar verilir. Yani aslında burada kullanıcıya tedavi olması ve topluma tekrardan kazandırılması adına bir şans verilmektedir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği gereğince, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderilir. Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından ilgiliye 10 gün içinde kendisi için hazırlanan programa katılması için tebligat yapılır. İlgili Bu süre zarfında Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurmak zorundadır. Aksi takdirde hakkında tutanak tutulup dosya tekrar Cumhuriyet savcısına gönderilir. Cumhuriyet savcısı da tebligata rağmen denetime uyulmadığı gerekçesiyle kişi hakkında bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar.
Kişi erteleme süresi zarfında denetimli serbestlik yükümlülüklerine aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Yani hakkında dava açılmaz.
Peki, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen kişi, erteleme süresi zarfında bu tedbirlere aykırı davranırsa ne olacaktır?
-Kişi kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ederse,
-Kişi tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alırsa, kabul ederse veya bulundurursa,
-Kişi uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanırsa hakkında kamu davası açılır.
Son olarak uyuşturucu madde kullanmak suçuyla ilgili olarak etkin pişmanlık konusuna da değinmek istiyorum.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 192.maddesi bu hususu düzenlemiştir. İlgili hükme göre; kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmayacağı belirtilmiştir.
Yine bu suç haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.
Hepinize keyifli bir hafta dilerim.