Karşılıksız Çek Sorunu
Kıymetli okuyucularım bu haftaki yazımda son yasal düzenlemeler ışığında ticari hayatın vazgeçilmez unsuru olan ve karşılıksız çıkan çeklerle ilgili keşidecinin (düzenleyenin) karşı karşıya kalacağı yaptırımlara kısaca değineceğim.
Hukukumuzda kambiyo senedi olarak düzenlenen çekler ticari hayatın vazgeçilmez unsuru olup, uygulamada ödeme aracı olarak kullanılmaktadır. Yani muhatap diyebileceğimiz bankada parası bulunan bir kimsenin bu parasının tamamını veya bir kısmını diğer bir kimseye ödemesini sağlar. Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri ile 4591 sayılı Çek Kanunu’nda çeklere ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Çekte üçlü bir ilişki söz konusudur;
1) Keşideci: Çeki düzenleyen ve bankaya çekte belirtilen parayı üçüncü bir kişiye ödemesi için talimat veren kısaca sorumluluk altına giren tarafı ifade eder.
2) Lehtar: Çeki elinde bulunduran ve çek üzerinde belirtilen tutarı tahsil edecek olan tarafı yani hamili ifade eder.
3) Muhatap: Çekte muhatap bankadır. Keşideci tarafından düzenlenmiş çeki lehtara ödeyecek tarafı temsil etmektedir.
Üçlü ilişkide öncelikle keşideci ile banka arasında bir çek anlaşması yapılması gerekmektedir. Yapılan bu anlaşmaya istinaden de muhatap dediğimiz banka keşideciye karsı, çekin hamil tarafından ibrazı halinde bir ödeme yükümlüğü altına girmektedir. Haliyle ticari hayatta bu kadar önemli bir yere sahip olan çekler için oluşan bu üçlü ilişkide bir takım sorunların ortaya çıkması çeke olan güvenin sarsılmasına ve iktisadi bozulmalara sebebiyet vermektedir. Bu ilişkiyi en çok sarsan ise hiç kuşkusuz çekin karşılıksız çıkması durumudur. Söz konusu güvenin sağlanması adına geçmişten günümüze bir sürü yasal düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen beklenen amaç gerçekleşmemiş olup karşılıksız çıkan çek sayısında da bir azalma olmamıştır. Yapılan değişikliklerle amaçlanan yarar sağlamadığından sürekli yasal değişiklikler gündeme gelmeye devam etmektedir.
Yapılan yasal değişikliklere bakıldığında ilk başlarda daha çok çekin güvenirliğini sağlamaya yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Mesela; çekle işleyen hesapların açılmasının sıkı kurallara bağlanması, çek yaprağının kanunda öngörülen düzeyde bastırılması, çekin karşılıksız çıkması halinde kişinin elinde bulunan bütün çeklerin iadesi sayılabilir. Ne yazık ki istenilen amaç elde edilemediğinden daha sonraki düzenlemelerde ise karşılıksız çek düzenleyen kişinin hem adli para cezası hem de hapis cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür. Yapılan bu kanuni düzenlemelerden de istenilen amaç gerçekleşmediğinden bu kez kanun koyucu hürriyeti bağlayıcı cezalar yerine çok ağır para cezaları ön gören değişiklikler yapmıştır. Buna rağmen karşılıksız çek sayısında bir azalma olmamış tam tersine sayısı artarak devam etmiştir. Mevcut düzenlemeden önceki son değişiklik olan ve 31/1/2012 tarihinde kabul edilen 6273 sayılı kanun ile 5491 sayılı Çek Kanunu’nda düzenlenen karşılıksız çek keşide etme suçu kaldırılmış, karşılıksız çek keşide etmek için idari bir yaptırım olan çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı yaptırımının uygulanması sağlanmıştır. Bu değişikliğin gerekçesi ceza hukukunun “ekonomik suça ekonomik ceza ilkesi” olarak gösterilmiştir. Bu değişiklikle hedeflenen amaç da gerçekleşmemiştir.
Karşılıksız çeklerle ilgili yapılan son değişiklik olan mevcut düzenlemede ise;
Karşılıksız çek keşide edenler hem yüksek adli para cezaları hem hapis cezasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Çeklerle ilgili son değişikliklerin yer aldığı 6728 Sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 09/08/2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu kanunun 61-66. Maddeleri 5941 sayılı Çek Kanunu’na yönelik düzenlemeler içermektedir. Değişiklikle birlikte;
* Hamilin şikâyeti üzerine her bir çekle ilgili olarak keşideciye 1500 güne kadar adli para cezası verilecek.
* Adli para cezası; karşılıksız kalan kısım, temerrüt faizi ve yargılama giderleri toplamından az olmayacak.
* Çeki karşılıksız çıkan keşideci hakkında ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmayacak.
* Adli para cezası, ödenmemesi halinde 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/3 maddesine göre, kamuya yararlı bir işte çalışmaksızın doğrudan hapis cezasına çevrilecek.
* Verdiği çek karşılıksız çıkan kişiler hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı getirilecek.
Bu yasak tüzel kişiler ve sermaye şirketlerinde yönetim organı ve ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanacak.
* Haklarında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunan kişiler yasaklılıkları süresince sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamayacak.
* Hakkında çek yasağı olan kişiler UYAP aracılığıyla MERSİS ile Risk Merkezine ve Bankalara bildirilecekler.
6728 Sayılı Kanun ile hedeflenen piyasada çeke karşı duyulan güven tesisinin adli para cezaları ve özgürlüğü bağlayıcı cezalar ile sağlanması ve karşılıksız çek sayısının azalması arzusunun gerçekleşmesi temennisiyle.
Hepinize keyifli bir hafta dilerim.